EHLEN VE SEHLEN :)

TOPRAKTA GEZEN GÖLGEME TOPRAK ÇEKİLİNCE, GÜNLER ŞU HEYULAYI ER GEÇ SİLECEKTİR. RAHMETLE ANILMAK, EBEDİYET BUDUR AMA SESSİZ YAŞADIM, KİM BENİ NEREDEN BİLECEKTİR...

YÖK'ÜN İSRAİL'DEN FARKI NE?

YÖK'ÜN İSRAİL'DEN FARKI NE?
OKULLARINA GİTMEK İSTEYEN ÖĞRENCİLERE, İSRAİLLİ ASKERLER BARİKAT KURARAK İZİN VERMİYOR.

CENNET UCUZ DEĞİL, CEHENNEM DAHİ LÜZUMSUZ DEĞİL!

CENNET UCUZ DEĞİL, CEHENNEM DAHİ LÜZUMSUZ DEĞİL!


"SAKIN, ALLAH'I ZALİMLERİN YAPTIKLARINDAN HABERSİZ SANMA! ALLAH, ONLARI GÖZLERİN DEHŞETLE BAKAKALACAĞI BİR GÜNE ERTELEMEKTEDİR." (İBRAHİM/42)

BUNLAR ELBET BİR GÜN SORULACAK!..

BUNLAR ELBET BİR GÜN SORULACAK!..

YA RABBİ, ZALİMLERİ KAHHAR İSMİNLE KAHREYLE!

YA RABBİ, ZALİMLERİ KAHHAR İSMİNLE KAHREYLE!

9 Mayıs 2007 Çarşamba

GÜL KOKUSUYLA PİSLİK KOKUSUNU AYIRDETMEK

Hz. Mevlana, Mesnevi'sinde güzel bir hikaye anlatır. Kısaca özetleyeyim:
"Birisi güzel koku satanların çarşısına varınca kendinden geçti, yere düştü, bayıldı. Güzel koku, adamın başını döndürdü, olduğu yerde yığılıp kaldı. Halk onun başına toplandı, derdine derman aramaya başladı. Kimi nabzını tutuyor, kimi de adamın yüzüne gül suyu serpiyordu. Bilmiyordu ki, onun başına ne geldi ise gül suyundan geldi.
O düşüp bayılan debbağın (derileri terbiye eden kişi) erkek kardeşi koşarak yanına geldi. "Ben onun neden bayıldığını biliyorum, sebep bilinince iyileştirmek kolaydır." diyerek, yerde bulunan köpek pisliğini burnuna dayadı. "Şu köpek pisliğinin kokusu, onun beynine, damarlarına, iliğine kat kat olarak işlemiştir. Çünkü o rızkını elde etmek için her gün sabahtan akşamlara kadar pisliğe gömülmüş olarak, pis kokular içinde debbağlık yapmaktadır." Biraz sonra baygın adam kendine geliyor."

"Ata et, ite ot yedirmek" diye bir tabir vardır. Ne zahmetler, sıkıntılar çekeriz, insanları eğitmek, onlara laf anlatmak için. Bilmeyiz ki, insanların çoğu gül suyunun kokusundan bayılıyor.
Gül, "MUHAMMED"i simgeler. Bilirim, sen ona canını verirsin; ama Ebu Cehil nasıl dayansın onun kokusuna?
Bir gün, Efendimiz (AS), Ashab-ı Kiramla oturuyorlar. Ebu Cehil çıkagelir, Peygamberimize bakar bakar ve yüzünde cehennem alevleri estirerek : "Ya MUHAMMED! Sen ne çirkin adamsın, seni hiç sevmiyorum!" der. Ashab-ı Kiramın morali bozuluyor; ama Peygamber (AS) Efendimiz her zamanki mütebessim hali ile Ebu Cehil'e: "Doğru söylüyorsun." diyor.
Aradan az bir zaman geçiyor, Ebu Bekir beliriyor ileride ve neşe içerisinde Peygamberimize doğru yaklaşıyor. Selam verdikten sonra: "Ya Rasulallah, ne kadar güzel insansınız, sizi canımdan çok seviyorum." diyor. Peygamberimiz ona da: "Doğru söylüyorsun." diyor.
Ashab-ı Kiram hayretteler: "Ya Rasulallah, biz olup bitenlerden bir şey anlayamadık. Siz durumu bize açıklar mısınız?" Aleyhisselatu Vesselam Efendimiz evreni titretecek sözünü söylüyor: "Evet, ben sizin aynanızım; bana bakan orda kendini görür."

"ALLAH" denilince senin kalbin titrer, arş sallanır. Ya öteki? O, ALLAH'ı misafir edecek bir kalbe sahip değilse, sen ona gülü ne koklatırsın; git bir pislik bul.
O adam gül suyundan bayıldı, pislikten uyandı. Mayası bozuk olan insanlar, ALLAH'ın helal kıldığı şeylerden anlamazlar. Sen onlara namaz dedikçe; oruç, hac, infak dedikçe kudururlar, baygınlık geçirirler. Ama bir de zina de bakalım; soygun, vurgun, hile, içki, kumar... de. Göreceksin ayağa kalkacaklar.
Nefsini sultan edinenleri adam yerine koyarsında şu garibimi görmezsin, öyle mi? Halbuki bu garibim ruh sultanı; onu nasıl tanımaz, görmezsin? Öyleyse sende gül suyunu koklayacak butun yok!
Atalatımız ne güzel demiş: "Eşeğe gem vurma, kendini at sanır." diye. Uyuz eşekleri, padişahın arap atlarını sakladığı haraya koymuşuz. Sonra da bu eşeklerle uluslararası at yarışlarına katılacağız diyoruz. Mirim, ahırdakileri değiştirir, yoksa elaleme rezil olacaksın.
ALLAH seni temiz yarattı. Güzel bir fizik ve can verdi. Ruhunu da kendinden bağışladı. Sen, dünyada RABB'ini temsil eden bir halifesin. Sen, kutsal bir varlıksın. Kutsallığının ve halife oluşunun devamı için senden, O'nu tanımanı ve O'na ibadet etmeni diledi. İbadetin, ruhuna sunulan gül kokusu gibidir; onu uyandırır. Yoksa senin ruhun ibadetle uyanmıyor mu? Eyvah ki ne eyvah! Haramlarsa seni uyandıran, o zaman alemde gördüğün farklı şeylerdir. Sen nefsinin kulusun ve seninle aynı mekanları paylaşmamıza rağmen, o kadar ayrı dünyaların insanlarıyız ki, bunu sen anlayamazsın. Sen Ebu Cehil gözüyle bakıyorsun Hakikat'e, ben Ebu Bekir gözüyle. Seni haram bir bakış çileden çıkarır, beni bir kuşun "HAK" diye ötüşü bayıltabilir. Senin iç dünyanın kodları nefsine, şeytana göre ayarlanmış, benim ruhumun derinliğine göre. Bunun için sabah ezanı seni kudurtuyor, bana ise can veriyor.
"ŞERİAT" denilince gözlerine bakıyorum ve insanlık adına korkuyorum; ama bana annemin ninnisi kadar munis geliyor.
İsterdim ki ruhunla tanışasın. Alemi, alemleri Yaradan'ın sana emanet olarak vermiş olduğu gözle göresin. O zaman aynanda farklı siluetler belirecek ve gül kokularına nefretle bakmayacaksın.
Sana DUA ediyorum, Hakikat'i göresin diye.

(09/05/07 TARİHLİ VAKİT GAZETESİ D.ALİ TAŞÇI YAZISI)

Hiç yorum yok: